24 Temmuz 2009 Cuma

r.a nın tedavisi

Paradigmal değişim: Son yıllarda romatoid artrit tedavisi yaklaşımlarında ve ilaç
seçimlerinde önemli değişiklikler olmuştur. Daha önceki terapötik piramid yaklaşımında;
başlangıçta NSAİİ ile yıllar süren bir tedavi yapılırdı. Hastalığı değiştiren antiromatizmal
Paradigmal değişim: Son yıllarda romatoid artrit tedavisi yaklaşımlarında ve ilaç
seçimlerinde önemli değişiklikler olmuştur. Daha önceki terapötik piramid yaklaşımında;
başlangıçta NSAİİ ile yıllar süren bir tedavi yapılırdı. Hastalığı değiştiren antiromatizmal
bulguları olanlara veriliyordu. Son yıllarda klasik tedavinin yerini DMARD’nin erken
dönemde başlanması ve hastalığın ilerleme gösterme potansiyeli olanlarda DMARD
kombinasyonunun kullanımı almıştır.
Bu paradigmal değişim piramid yaklaşım tedavisiyle tatmin edici sonuç alınamaması,
tedavi giderlerinin korkutucu boyutlara ulaşması, romatoid artrite bağlı olarak gelişen
üretim kaybı, morbitide ve hasta hayat standartlarının düşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu
bulgular ilerleyici hastalığın durdurulması ve eklem harabiyetinin önlenip fonksiyonel
gücün korunabilmesi için daha güçlü tedavi şekillerinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur

r.a nın tedavisi

Paradigmal değişim: Son yıllarda romatoid artrit tedavisi yaklaşımlarında ve ilaç
seçimlerinde önemli değişiklikler olmuştur. Daha önceki terapötik piramid yaklaşımında;
başlangıçta NSAİİ ile yıllar süren bir tedavi yapılırdı. Hastalığı değiştiren antiromatizmal
Paradigmal değişim: Son yıllarda romatoid artrit tedavisi yaklaşımlarında ve ilaç
seçimlerinde önemli değişiklikler olmuştur. Daha önceki terapötik piramid yaklaşımında;
başlangıçta NSAİİ ile yıllar süren bir tedavi yapılırdı. Hastalığı değiştiren antiromatizmal
bulguları olanlara veriliyordu. Son yıllarda klasik tedavinin yerini DMARD’nin erken
dönemde başlanması ve hastalığın ilerleme gösterme potansiyeli olanlarda DMARD
kombinasyonunun kullanımı almıştır.
Bu paradigmal değişim piramid yaklaşım tedavisiyle tatmin edici sonuç alınamaması,
tedavi giderlerinin korkutucu boyutlara ulaşması, romatoid artrite bağlı olarak gelişen
üretim kaybı, morbitide ve hasta hayat standartlarının düşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu
bulgular ilerleyici hastalığın durdurulması ve eklem harabiyetinin önlenip fonksiyonel
gücün korunabilmesi için daha güçlü tedavi şekillerinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur

r.a nın tedavisi

Paradigmal değişim: Son yıllarda romatoid artrit tedavisi yaklaşımlarında ve ilaç
seçimlerinde önemli değişiklikler olmuştur. Daha önceki terapötik piramid yaklaşımında;
başlangıçta NSAİİ ile yıllar süren bir tedavi yapılırdı. Hastalığı değiştiren antiromatizmal
Paradigmal değişim: Son yıllarda romatoid artrit tedavisi yaklaşımlarında ve ilaç
seçimlerinde önemli değişiklikler olmuştur. Daha önceki terapötik piramid yaklaşımında;
başlangıçta NSAİİ ile yıllar süren bir tedavi yapılırdı. Hastalığı değiştiren antiromatizmal
bulguları olanlara veriliyordu. Son yıllarda klasik tedavinin yerini DMARD’nin erken
dönemde başlanması ve hastalığın ilerleme gösterme potansiyeli olanlarda DMARD
kombinasyonunun kullanımı almıştır.
Bu paradigmal değişim piramid yaklaşım tedavisiyle tatmin edici sonuç alınamaması,
tedavi giderlerinin korkutucu boyutlara ulaşması, romatoid artrite bağlı olarak gelişen
üretim kaybı, morbitide ve hasta hayat standartlarının düşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu
bulgular ilerleyici hastalığın durdurulması ve eklem harabiyetinin önlenip fonksiyonel
gücün korunabilmesi için daha güçlü tedavi şekillerinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur

21 Temmuz 2009 Salı

romatoit artritli bir diz....


romatoit artritin sebebi nedir???

RA'NIN SEBEPLERİ
Sebepleri henüz tam olarak bilinmeyen hastalıklardandır. Bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine karşı savaş açıp, bu hücreleri yok etmesi sebeplerden biri olarak görülmektedir. Bunun dışında bazı moleküllerin Romatoid artrit hastalarında daha çok görülmesi, hastalığın genetik yönünü ortaya koymaktadır.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

sık rastlanan hastalıklar

ROMATOÎT ARTRİT:Kronik ve ilerleyici bir gidişi olan rom&toit artrit bütün vücudu ilgilendi­ren bir hastalıktır. Bütün organlarda bu­lunan bağdokusunun iltihaplanmasına bağlı olarak gelişen bu hastalıkta en açık belirtiler eklem düzeyindedir. Bu­rada yerleşen bir sinovya (eklem içi döşeyici zar) iltihabı daha sonra ortaya çı­kan bütün eklem bozukluklarının hare­ket noktasını oluşturur. İltihabi süreç önce el ve ayak, daha sonra nöbetler halinde ilerleyerek el bileği, diz, omuz, ayak bileği ve dirsek eklemlerini etki­ler. Hastalık bulaşıcı değildir. Romatoit artritin temel lezyonu, bütün organlarda ve özellikle sinovya zarında, seröz buralarda (kasların birbirleri ve kemikler üzerinde kolayca kaymasını sağlayan içi sıvı dolu keseler), kemikte, kıkırdak­ta, kasta ve derialtında bulunan ve bir “destek” dokusu olan bağdokusunu et­kileyen iltihaplanmadır. Eklemi oluştu­ran bütün bölümler iltihaplanma süre­cinden etkilenir. Sinovya zan kalınla­şır, kırmızımsı ve pürtüklü bir hal alır; eklemde bulunan sinovya sıvısı belirgin ölçüde artar. Kemiklerin eklem başları, kemiğin direnç ve sağlamlığını koruma­sı için gerekli kalsiyum içeriklerinin bir bölümünü yitirir. Böylece kemik yo­ğunluğunda bir azalma olur. Eklem yü­zeylerini örten kıkırdağın üstüne “ek­lem pannusu” denen anormal bir hücre tabakası yerleşir. Bu *abaka, hareketler­de belirgin biçimde kısıtlama ve engel­lemeye yol açarak, eklem yüzeylerinin pürüzsüzlüğünü ve kayganlığını bozar. Birbirine bitişik iki eklem yüzeyi üstün­de oluşan “pannus”, ilgili eklemin hare­ketlerinin bütünüyle durmasına yol aça­cak biçimde kaynaşabilir. Daha İlerle­miş olgularda, eklemin kaybolmasıyla birlikte iki eklem yüzeyi arasında ger­çek bir kemik köprüsü oluşumu ortaya çıkabilir (ankiloz). “Polipoit” olarak ta­nımlanan bir görünümle büyüme ve ço­ğalma eğilimi gösteren romatoit artritin iltihabi dokusu (granülasyon dokusu), kirişlerin zarlarını, seröz bursalan, peri-ostu (kemik dış zan), kirişleri ve kaslan etkileyerek eklemin dışında da oluşabi­lir. Sonuçta bütün bu dokuların görünü­mü ve direnci belirgin biçimde değişe­bilir.

9 Temmuz 2009 Perşembe

yürürken dikkat edilmesi gerekenler.......

1. Yürürken rahat giysiler ve düz tabanlı ayakkabı giyiniz. Karanlıkta ve yol kenarında yürüyorsanız açık renkli giysileri tercih ediniz ve varsa reflektör biçimindeki şeritlerden yararlanınız.
2. Gündüz yürüyüşlerinde özellikle yaz aylarında başınıza şapka giyin, güneş gözlüğü takın ve beyaz tenliyseniz güneş yağı kullanınız. Özellikle temmuz ve ağustos aylarında günün en sıcak saatlerinde yürümeyiniz.
3. Yürüken nefesiniz kesiliyorsa, ara verin, dinlenin ve devam edin.
4. Yemekten hemen sonra yürümeyiniz. En az 2 saat sonra yürüyünüz.
5. Ateşli hastalığınız ya da halsizliğiniz varsa yürümeyiniz.
6. Yürüyüşe başlamadan önce bacak ve kollarınızla ısınma alıştırmalarına yer veriniz. 5 dakika süren ısınma sırasında hafif yürüyün ve kollarınızı sağa, sola ve yana sallayınız.
7. Başka hastalığınız (kalp, şeker, yüksek tansiyon) ya da yakınmalarınız (göğüs ağrısı, şişmanlık) varsa ya da sigara içiyorsanız, yürüyüşlere ve alıştırmalara başlamadan önce fizyoterapistinize danışın ve önerileri doğrultusunda spora başlayın. Spora başlamak için asla geç kalmış sayılmazsınız. Günde yapacağınız en az 20-30 dakikalık alıştırmalar sizi birçok sağlık sorunundan koruyacak ve kendinzi daha zinde hissetmenizi sağlayacaktır

diz ağrılarını basit aktivitelerle önleyebilirsiniz!

Kendinizi günün gerginliğinden kurtarmak için ya da kendinizi daha iyi hissetmeniz için düzenli spor yapmanız yeterli gelecektir. Buna vaktiniz yeterli değilse, mümkün olduğunca hareket ediniz. Yürüme mesafesinde olan yerlere yürüyerek gidiniz, asansörü değil merdivenleri kullanınız. Günde en az 20-30 dakika yürümeye çalışınız. Köpeğiniz varsa onunla yürüyüşe çıkınız, çocuğunuzu okula bırakınız, çarşıya yürüyerek gidiniz ya da arkadaşlarınızla yürüyüşlere çıkınız. Yürüme sürelerinizi gün içinde 2 ya da 3 parçaya bölebilirsiniz. Yürüyüşlerden iyi yararlanabilmeniz için çevik adımlarla yürümeniz gerekir. Yürüme hızınızı rahatça konuşup konuşamadığınıza göre ayarlayabilirsiniz

peki diz neden ağrır!!!




Tüm bu sorunlar genelde diz ekleminin zorlanması ile ortaya çıktığından, yapılması planlanan tüm sportif etkinlikler için, öncelikle doktorunuz tarafından yönlendirilmeniz en doğru olanıdır. Genç erişkin yaş gurubunu, 18- 30 yaşları arasında dikkate almaktayız. Bu yaş grubu arasında en sık menüsküs yırtıkları, çapraz bağ kopmaları, romatizma ve dizin aşırı zorlanması sonucu gelişen diz ağrıları görülmektedir.Ateşli Romatizma nedeni ile gelişen ağrılara şişlik, kızarıklık, sıcaklık bulguları da eşlik eder. Kanda araştırılan romatizma testleri ile kesin tanı konur ve tedavi kapsamına alınır. Romatoid artrit adıyla andığımız bir tür romatizma hastalığında ise genelde her iki diz eklemi de tutulur ve ateşli romatizmadan farklı olarak eklemler, sıcak ve kızarık değildir.Romatoid artrit, kanda romatizmal faktör olarak anılan RF nin gösterilmesi ile kesin tanımlanır.Bu gurup içinde en başta gelen diz ağrısı nedeni, yıpranma ve tahrip nedeniyle oluşan menüsküs yırtılmalarıdır. Tanı, takip ve tedavisi Ortopedi Uzmanı tarafından gerçekleştirilmelidir
DİZ AĞRILARIYLA yaşantımızın herhangi bir döneminde, dile getirmeyenimiz yok gibidir, dizlerimizin ağrıdığı ya da sızladığını.......Hani sağlıklı bir nesil için spor yapmaya teşvik ettikçe sizleri, genç yaş gurubuna da hızla yayılıp, sanki katlanır gibi oldu mağdur sitemleri.Spor nedeniyle oluşan diz ağrıları en çok, ön çapraz bağların zedelenmesi yada kopması nedeni iledir. Ağrının yanı sıra, yürürken dizinde takılma hissi ve şişme de görülebilir. Ortopedi uzmanı tarafından, bir ışık kaynağı ve kameradan ibaret olan Artroskopi adını verdiğimiz cihaz ile diz eklemine girilir ve kopan bağ onarılır. Aynı şekilde yırtılan menüsküs de dikilip onarılır. Diz kıkırdaklarında oluşan kırılmalar, günümüzde kıkırdak nakilleri ile son derece başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir.

Diz eklemi en sık travmaya uğrayan eklem tipidir..Bu sebeple çok çeşitli tedavi yöntemleride vardır

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Biz bu ölçümleri hastanın şikayetine göre hangilerini kullanmak gerekiyorsa onu belirleyerek kullanmaya ve tedavi etmeye çalışıyoruz.4yıl boyunca aldığımız eğitimin bir kısmını bunlar ve fizik tedavi seçenekleri oluştururken özellikle 3.sınıfta bu hastaların rehabilitasyonunu öğreniyoruz.4.sınıfta da hastane ve bazı rtehabilitasyon merkezlerinde,hocalarımız eşliğinde staj yaparak okulu bitiriyoruz:)Bu 4yıllık süreç gerçekten çoook zorlu geçmekte:(hatta nispeten geçmemekte:(ama biz fizyoterapi öğrencileri olarak işimizi seviyoruz...

BAZI DEĞERLENDİRME FORMLARI

Biz hasta değerlendirirken farklı yöntemler kullanıyoruz.bunlardan bi kısmını sizlere tanıtacağım..
1)gonyometrik ölçüm:bu ölçüm hastaların normal eklem hareketlerini değerlendirmemize kolaylık sağlar
2)antropometrik ölçüm:bu ölçüm hastaların saptanan vücut kısımında çap ölçümü yaparak hastanın kilosunu değerlendirmemizi sağlar
3)kısalık ve esneklik testleri:bu test hasta da kas gruplarının tek tek ele alınarak incelenmesini sağlar
4)duyu testleri:hastanın algı ve duyu sinirlerinde bozukluk olup olmadığını değerlendirmemizi sağlar

3 Temmuz 2009 Cuma

BU BLOGGERIN AMACI.............




Benim bu bloggerı yapmadaki amacım hastaların özenle ne şekilde tedavi edildiğini göstermek ve fizik tedaviyi biraz tanıtabilmekti.Umarım bu bloggerın sonunda nispeten başarılı olabirim:)İlerleyemn dönemde hastalarımızdan bir tanesininin değerlendirme ve tedavisini aşama aşama sizlerle paylaşacağım.Bunun sonunda bu bloggerı okuyan herkes az çok bir hastanın nasıl değerlndirildiğini öğrenebilir sanırım:)

hastamız yürüyor:)


Fizik tedavi öyle birşeydir ki,hastanız yürümeye başladığı zaman sanki evden biri yürüyormuş gibi mutlu olursunuz....Bu yürümeye başlayan sedanter bir hastamız.işte bizim ortopedik hastalara tedavi programında uyguladığımız tedavi seçeneklerinden biri bu yürüme barları....
merhaba ben Fatma Kılçık..Pamukkale Üniversitese Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Y.O da 06281052 nolu öğrenciyim..Bu sene dönem sonunda aldığımız klinik yaz stajını ben ve arkadaşlarımın bir kısmı Denizli Devlet Hastanesi fizik tedavi ünitesinde yapıyoruz.Bu staj hocalarımız ve bizden hastanede sorumlu olan fizyoterapistler tarafından değerlendirilmektedir.Stajda aldığımız not öğrenimimizi çok etkilemekte hatta 60 ın altında aldğımız bir notla dönem tekrarı yapmaktayız malesef:(Bu yaz stajları tolam 6 haftalık bir süreci kapsamaktadır.Hocalarımız ve bizim ortak kanımız bu stajların bizler için öğrendiğimiz tedavi metodlarını en iyi şekilde uygulamaya fırsat tanımasıdır.Biz bu staj kapsamında bizzat hasta alarak;bir hastanın sorumluluğunu almayı ve hasta ile iletşim kurmada becrilerimizi geliştiriyoruz.Tabi hastanede bizlere yardımcı olan süpervizerlarımız bulunmakta ve bize ilk haftalarda hasta alırken eşlik etmektedirler...